Join today and start reading your favorite books for Free!
Rate this book!
Write a review?
amca ne diyon içimi şişirdin ya
"optimus ille animi vindex, laedentia pectusvincula qui rupit, dedoluitque semel." (göğsünü saran zincirleri kırıp sızlanmayı kesen kimse, ruhunun en büyük kurtarıcısıdır.) -ovidius, remedia.
“Göğsünü saran zincirleri kırıp sızlanmayı kesen kimse, ruhunun en büyük kurtarıcısıdır,” Ovidius.Schopenhauer’ın felsefi duruşunu pek sevmesem de kitabın ismi merakımı uyandırdığından bir şans vermek istedim. Ünlü düşünürün fazlasıyla katı mantık duvarlarına ve basit kavramları karmakarışık ifade edişine alışık olmayanlar için zor bir okuma olabilir ancak beni şaşırtacak şekilde keyif aldım ben bu kitaptan. Bunun sebebi ise aslında Schopenhauer’ın; Seneca, Platon, Ovidius gibi kendisinden önce
“Ne değerli oluyor elde edemediklerimiz. Bir kere de elde ettik mi, başka şeye yöneliyor tutku. Dinmez, onulmaz bir susuzlukla bağlıyız yaşama.”
“Mutluluk kolay değil: İçimizde bulmak zor, başka yerde bulmaksa imkansız.” diyerek mutluluk, kendine yetmekle ve sağlıklı olmakla eş tutuluyor, mutluluk arayışına çıkmanın çoğunlukla hayal kırıklığı ile biteceğini söylüyor Schopenhauer. Çünkü mutluluk dışsal sebeplere bağlı değil fakat bu alan, Stoacılık kadar ileri taşınmadan ya da Makyavelist kafayla ahlaki değerlerden kopacak kadar ben duygusunun amaçlarına da odaklanmadan, iki uç değerin arasında kalıyor. Hacmi küçük, içeriği büyük, okuması...
Kısa ama okuyucuya her sayfada öğüt veren bir kitap. Yazarı daha önce duymamıştım, can yayınlarının kısa klasikler serisini sevdiğim için bir şans vereyim dedim ve açıkçası kitabın başlarında pişman olacağımı düşündüm fakat sonradan okuduğum bir kaç cümle ilgimi çekince fikrim de değişti. Kısa ama öğüt verici bir yolculuktu benim için.
“En büyük mutluluk, kişiliktir.”
Çoğu zaman sadece kader ve sahip olduklarımız hesaba katılsa da mutluluğumuz aslında kim olduğumuza, bizim bireyselliğimize bağlıdır. Kader düzelebilir ve yetingenlik ondan çok şey talep etmez; fakat ahmak her zaman ahmaktır ve ruhsuz bir hödük sonsuza dek ruhsuz bir hödük olarak kalır, isterse cennette çevresini huriler sarsın. "En büyük mutluluk, kişiliktir.".Deha, melankoliyle akrabadır; "Aristoteles der ki bütün dahi insanlar melankoliktir" ve çok neşeli mizaçların zihinsel yetileri sadece y...
Kitabın incecik olması sizi yanıltmasın (53 sayfa), zira her satırı dolu dolu yazılmış enfes bir başucu kitabı kendisi.. Bir odaya kapanıp, sessizlikler içinde sindire sindire okunması gerektiğine inanıyorum. Ben öyle yaptım. Malum, Schopenhauer elinden çıkmış bir kitabı öyle kolayca okuyup, bir cümleyi bir kerede anlamak bir parça zor diye inanıyorum.. Siz öyle yapabiliyorsanız önünüzde eğilirim.. :) Benim için o kadar kolay bir okuma olmadı, ama aldığım lezzeti tarif bile edemem size.. Radikal...
Bolca Latince deyişle süslenmiş erken dönem kişisel gelişim zımbırtısı. Şükret, aza tamah et, aman hayal kurma, şükret, sağlık-sıhhatler olsun, zevk peşine düşme, şükret, anın tadını çok çıkarma, şımarma, ağzımızın tadı kaçmasın ali rıza bey... Arşivlerden Güzin Abla'nın köşe yazılarını bulup okusam bu kadar içim şişmezdi herhalde. Çok zor bir 53 sayfaydı.
İlk aklında kalan cümlesi, “Aklı başında kişi hoş olanın değil, acı vermeyenin peşindedir.” olan ve en az 4-5 kez tekrarladığı bu cümle ile hayatını iyimser bir profilde yaşayan insanları radikal kötümserliği ile düşündüren Schopenhauer’in kitabını 2 saatte bitirmek mümkün. Kadercilik yaklaşımı, zamanla mutluluk anlayışının değişime uğraması, her hayat kuralının oturup tartışılması, üstünde düşünülesi… Ve son cümle “En büyük mutluluk, kişiliktir.”
“Mutluluk kolay değil; içimizde bulmak çok zor, başka yerde bulmaksa imkansız”
45 adet mutlu olma kuralından bahseden, bir oturuşta bitirebileceğiniz ve çokça yerini işaretleyeceğiniz güzel mini bir kitap. Bana nedense Seneca’nın "Mutlu Yaşam Üzerine" kitabını hatırlattı. Bu onun kısa hali gibi. Severek okudum.
Kisacik, ama kocaman bir kitap."Mutluluk kendine yetenlerindir."
Mutlu Olma Sanatı ismi gerçekten doğru bir tercih bu eser için, çünkü anlatılanları uygulayabilmek yapabilmek ancak sanat olur. Schopenhauer'in hayat görüşlerinden, tavsiyelerinden ve hayata bakış açısından oluşan 45 hayat kuralı içeren 1850'lerde yazılmış bir eser. Schopenhauer çok net bir biçimde aslında mutluluğu aramanın ve peşinde koşmanın esas mutsuzluk sebebi olduğunu ve gerçekte mutluluk diye bir şey olmadığını anlatıyor. Ayrıca dünyanın mutluluk ve zevk için yaratılmadığından ve dolayı...
cok sacma seyler soylemis bu nasi filozof
Topu topu 53 sayfalık bu kitabı okurken tam 6 sayfa not tutmuşum. Kafamın içinde yıllardır devinen bir çok düşünceyi, bundan bilmem kaç yıl önce Schopenhauer’in kaleme alması.. Sanırım tüm kitabın altını çizdim, neden mi? Çünkü mutsuzluğuyla özdeşleşen filozof, mutluluk için ipuçları veriyor ve bir çok önermesinde de o kadar haklı ki. “Dünyadaki en iyi ve arzulanası şey, acısız, kabul edilebilir ve evet vasat bir hayat, çünkü zenginlik ve ihtiras deniz suyu gibidir, içtikçe daha çok susatıyor in...
"Eudaemonoloji ya da mutlu olma sanatı" Schophenhauer, felsefesini olanla yetinme, kararları hayal gücüne değil de kavramlara dayandırma üzerine kurmuş ve bunu kadercilikten parçalarla süslemiş. Ona göre hayat zevk alınacak değil de atlatılacak bir şeydir, mutluluğun peşinde koşmak beyhudedir. [Aristoteles'ten de alıntıladığı gibi "Aklı başında kişi hoş olanın değil, acı vermeyenin peşindedir." (s.32)] Hayat bilinçaltının ve bilincin meyvesidir binaenaleyh kişilik mutluluğun kaynağı olmalıdır.
Kısacık bir kitap zaten Can Yayınları “Kısa Klasikler” serisinden çıkma. Ama eline al bitir olmuyor, düşüne düşüne okuyorsunuz ister istemez. Beni çeviri biraz yordu, arada çok fazla yabancı alıntı bırakılınca ve sürekli dipnota dönmek zorunda kalınca odaklanamıyorum.
Daha önce Schopenhauer okumamış olsaydım nefret etmeme sebep olurdu. Çok kötü bir çeviri. Can yayınlarından çıktığı için güvenerek çevirmen araştırması yapmaya gerek duymadan almıştım. Ancak kısacık kitaptaki öznesi nesnesi karışmış belirsiz cümleleri defalarca okumaktan yıldım. Bir saatte bitecek kitabı çok daha uzun sürede bitirdim. İki yıldızı ise Schopenhauer hatırına verdim. :)