Yayınevimiz, Fransız yazar Michel del Castillo'nun, Çağımızın Çocuğu, Karar Gecesi ve Başına Buyruk Bir Kadın adlı romanlarından sonra Gitar'ı yayınlıyor. Michael de Castillo, 1933 yılında Madrid'de doğdu. Babası Fransız, annesi İspanyol. Çağımızın Çocuğu'nda anlattığı cehennemi çocukluğunda yaşadı. 1973'te Le Vent de la Nuit ile 'Kitapçılar Ödülü' ve 'Deux Magots Ödülünü, Karar Gecesi ile 'Renadot Ödülü' yakında yayınlayacağımız Babaların Suçu ile RTL Büyük Ödülü'nü kazandı. Michael de Castillo, bu romanında katledilen, ama ezilmeyi kabul etmeyen 'masumiyet' teması üzerine, sert ve büyüleyici bir öykü yazmış. Kitabı okuyanların, tek tutkusu ve yaşama nedeni olan Gitar aracılığyla kendini insanlara kabul ettirmeye çalışan 'gülen adam'ın, 'canavar cüce'nin acınası korkunç yüzünü unutması olanaksız. Bütün kitap boyunca toprakla deniz, ölülerle diriler, tıpkı iç dünyamızın en umutsuz müziğini dile getirmeye çalışan bir dörtlünün çalgıları gibi beliriyor ve birbirine karşılık veriyor. Michael de Castillo, lanetlenmiş bir ruhun yalnızlığını, bu büyük temanın en çetin noktalarını irdelerken gene göz kamaştırıyor.
Yayınevimiz, Fransız yazar Michel del Castillo'nun, Çağımızın Çocuğu, Karar Gecesi ve Başına Buyruk Bir Kadın adlı romanlarından sonra Gitar'ı yayınlıyor. Michael de Castillo, 1933 yılında Madrid'de doğdu. Babası Fransız, annesi İspanyol. Çağımızın Çocuğu'nda anlattığı cehennemi çocukluğunda yaşadı. 1973'te Le Vent de la Nuit ile 'Kitapçılar Ödülü' ve 'Deux Magots Ödülünü, Karar Gecesi ile 'Renadot Ödülü' yakında yayınlayacağımız Babaların Suçu ile RTL Büyük Ödülü'nü kazandı. Michael de Castillo, bu romanında katledilen, ama ezilmeyi kabul etmeyen 'masumiyet' teması üzerine, sert ve büyüleyici bir öykü yazmış. Kitabı okuyanların, tek tutkusu ve yaşama nedeni olan Gitar aracılığyla kendini insanlara kabul ettirmeye çalışan 'gülen adam'ın, 'canavar cüce'nin acınası korkunç yüzünü unutması olanaksız. Bütün kitap boyunca toprakla deniz, ölülerle diriler, tıpkı iç dünyamızın en umutsuz müziğini dile getirmeye çalışan bir dörtlünün çalgıları gibi beliriyor ve birbirine karşılık veriyor. Michael de Castillo, lanetlenmiş bir ruhun yalnızlığını, bu büyük temanın en çetin noktalarını irdelerken gene göz kamaştırıyor.