Zülfü Livaneli kırk dört yıllık dostluğun penceresinden Yaşar Kemal’i anlatıyor.
“Yaşar Kemal’in çevresinde esen, sanki kişiliğinin ve bedeninin ayrılmaz
parçası olan, gittiği her yere, girdiği her mekâna, sanki onunla doğmuş gibi
farkında olmadan taşıdığı bir rüzgâr vardı. İster yabancı ister bizden, ister
köylü ister kentli, ister kadın ister erkek, herkesi etkisi altına alan bir rüzgârdı bu. Unutulmaz roman kahramanlarından Yel Veli gibi sürekli koşarak
ölümden kaçmak istediği için oluşmuyordu bu rüzgâr. Koca gövdesiyle onu da,
yanındakileri de bazen lodos gibi sersemletiyor, bazen garbi yeli gibi
ferahlatıyor, bazen şiddetlenip çevresinde ne varsa önüne katıp sürüklüyordu.”
Zülfü Livaneli kırk dört yıllık dostluğun penceresinden Yaşar Kemal’i anlatıyor. Edebiyat sohbetleri, türküler, anılar birbirini kovalarken Yaşar Kemal’in edebi kişiliği ile siyasi duruşu da ayrıntılı bir şekilde yer alıyor bu kitapta.
Zülfü Livaneli kırk dört yıllık dostluğun penceresinden Yaşar Kemal’i anlatıyor.
“Yaşar Kemal’in çevresinde esen, sanki kişiliğinin ve bedeninin ayrılmaz
parçası olan, gittiği her yere, girdiği her mekâna, sanki onunla doğmuş gibi
farkında olmadan taşıdığı bir rüzgâr vardı. İster yabancı ister bizden, ister
köylü ister kentli, ister kadın ister erkek, herkesi etkisi altına alan bir rüzgârdı bu. Unutulmaz roman kahramanlarından Yel Veli gibi sürekli koşarak
ölümden kaçmak istediği için oluşmuyordu bu rüzgâr. Koca gövdesiyle onu da,
yanındakileri de bazen lodos gibi sersemletiyor, bazen garbi yeli gibi
ferahlatıyor, bazen şiddetlenip çevresinde ne varsa önüne katıp sürüklüyordu.”
Zülfü Livaneli kırk dört yıllık dostluğun penceresinden Yaşar Kemal’i anlatıyor. Edebiyat sohbetleri, türküler, anılar birbirini kovalarken Yaşar Kemal’in edebi kişiliği ile siyasi duruşu da ayrıntılı bir şekilde yer alıyor bu kitapta.