Dönemler ve toplumlar farklı da olsa, kadınların yaşadıkları zorluklar değişmiyor. Hatta James Joyce’un kızı dahi olsanız, durum hep aynı. Hayallerinin peşinden koşamayan kadınlar, evlenmek zorunda bırakılan kadınlar, aile içi şiddete maruz kalan kadınlar... Kadınlık, “öteki” olmanın bir manifestosu.
Cinsiyet çalışmaları alanında ünlü bir akademisyen olan Mary M. Talbot’ın, kendi hayatından da izler taşıyan ve James Joyce’un, kızı Lucia ile ilişkisini paralel bir öyküyle anlatan Babalar ve Kızları, bir asırlık geçmişi mercek altına alarak günümüze ayna tutuyor.
“Babalar ve Kızları, son yıllarda gördüğüm en iyi grafik romanlardan biri.”
-Joe Sacco
Dönemler ve toplumlar farklı da olsa, kadınların yaşadıkları zorluklar değişmiyor. Hatta James Joyce’un kızı dahi olsanız, durum hep aynı. Hayallerinin peşinden koşamayan kadınlar, evlenmek zorunda bırakılan kadınlar, aile içi şiddete maruz kalan kadınlar... Kadınlık, “öteki” olmanın bir manifestosu.
Cinsiyet çalışmaları alanında ünlü bir akademisyen olan Mary M. Talbot’ın, kendi hayatından da izler taşıyan ve James Joyce’un, kızı Lucia ile ilişkisini paralel bir öyküyle anlatan Babalar ve Kızları, bir asırlık geçmişi mercek altına alarak günümüze ayna tutuyor.
“Babalar ve Kızları, son yıllarda gördüğüm en iyi grafik romanlardan biri.”
-Joe Sacco