Paulo Freire ve Donaldo Macedo, bizi okuma-yazma bunalımını yeniden değerlendirmeye çağırıyorlar. Onlar okuma-yazmayı yalnız kazanılacak teknik bir beceri olarak değil; bir kültürel siyasa biçimi olarak görüyorlar.
Okuma-yazmaya, insanları ya güçlendiren ya da güçsüzleştiren bir uygulamalar dizisi olarak bakılıyor. Böylelikle okuma-yazma, var olan toplumsal biçimlenimleri yeniden mi üretiyor, yoksa demokratik değişimi yükselten bir kültürel uygulamalar dizisi olarak mı hizmet ediyor?
Okuryazarlık: Sözcükleri ve Dünya'yı Okuma'da, yazarlar yalnızca yeniden yapılandırılmış bir okuma-yazma kuramı sunmakla kalmıyor; Cape Verde, Sao Thomé, Principe ve Gine-Bissau gibi yörelerdeki okuma-yazma kampanyalarına ilişkin somut tarihsel çözümlemelerde sunuyorlar. Aynı zamanda, okuma-yazmaya ilişkin eski görüşlerin, yeni almaşıkları da gösteren bir eleştirisini veriyorlar. Ezilenlerin Pedagojisi ve Eğitim Politikası gibi önceki eserlerinde Poula Freire, dilin ve gücün nasıl ayrıştırılamaz biçimde birbirine bağlı olduğunu göstermiştir. Bu yeni kitapta ise, ikinci yazar arkadaşıyla birlikte bizim okumanın ne demek olduğuna ilişkin tanımamızı genişletiyorlar ve okuma-yazma kampanyalarında Freire tarafından kullanılan güncel teknikleri betimleyerek, hem dünya ölçeğinde bir okuryazarlığa hem de gerçek toplumsal dönüşüme ışık tutuyorlar.
Paulo Freire ve Donaldo Macedo, bizi okuma-yazma bunalımını yeniden değerlendirmeye çağırıyorlar. Onlar okuma-yazmayı yalnız kazanılacak teknik bir beceri olarak değil; bir kültürel siyasa biçimi olarak görüyorlar.
Okuma-yazmaya, insanları ya güçlendiren ya da güçsüzleştiren bir uygulamalar dizisi olarak bakılıyor. Böylelikle okuma-yazma, var olan toplumsal biçimlenimleri yeniden mi üretiyor, yoksa demokratik değişimi yükselten bir kültürel uygulamalar dizisi olarak mı hizmet ediyor?
Okuryazarlık: Sözcükleri ve Dünya'yı Okuma'da, yazarlar yalnızca yeniden yapılandırılmış bir okuma-yazma kuramı sunmakla kalmıyor; Cape Verde, Sao Thomé, Principe ve Gine-Bissau gibi yörelerdeki okuma-yazma kampanyalarına ilişkin somut tarihsel çözümlemelerde sunuyorlar. Aynı zamanda, okuma-yazmaya ilişkin eski görüşlerin, yeni almaşıkları da gösteren bir eleştirisini veriyorlar. Ezilenlerin Pedagojisi ve Eğitim Politikası gibi önceki eserlerinde Poula Freire, dilin ve gücün nasıl ayrıştırılamaz biçimde birbirine bağlı olduğunu göstermiştir. Bu yeni kitapta ise, ikinci yazar arkadaşıyla birlikte bizim okumanın ne demek olduğuna ilişkin tanımamızı genişletiyorlar ve okuma-yazma kampanyalarında Freire tarafından kullanılan güncel teknikleri betimleyerek, hem dünya ölçeğinde bir okuryazarlığa hem de gerçek toplumsal dönüşüme ışık tutuyorlar.