Edebiyat-ı Cedide'ye Dair Ali Ekrem'den Rıza Tevfik'e Bir Mektup" adıyla yayımlamış olduğumuz bu eser, doğrudan doruya Servet-i Fünun hareketiyle ilgili ilk elden bir belgeye dayanmaktadır.
Görüleceği gibi bu son derece ilginç bir mektup, bütünüyle değilse bile, büyük ölçüde Ali Ekrem'in, 1890'lı yıllardan başlayarak 1910 yılına kadar Türk edebiyatının adeta kendi etrafında teşekkül ettiği ve bu dönemde kendisinin önemli ölçüde belirleyici bir rolü bulunduğu görüşü etrafında kaleme alınmıştır.
Namık Kemal'in oğlu Ali Ekrem Bolayır tarafından 25 Temmuz 1910 tarihinde yazılıp Rıza Tevfik'e gönderilen otuz üç sahife uzunluğundaki bu mektup, Rıza Tevfik'in ölümünden sonra geriye kalan evrakı arasından çıkmıştır.
Edebiyat-ı Cedide'ye Dair Ali Ekrem'den Rıza Tevfik'e Bir Mektup" adıyla yayımlamış olduğumuz bu eser, doğrudan doruya Servet-i Fünun hareketiyle ilgili ilk elden bir belgeye dayanmaktadır.
Görüleceği gibi bu son derece ilginç bir mektup, bütünüyle değilse bile, büyük ölçüde Ali Ekrem'in, 1890'lı yıllardan başlayarak 1910 yılına kadar Türk edebiyatının adeta kendi etrafında teşekkül ettiği ve bu dönemde kendisinin önemli ölçüde belirleyici bir rolü bulunduğu görüşü etrafında kaleme alınmıştır.
Namık Kemal'in oğlu Ali Ekrem Bolayır tarafından 25 Temmuz 1910 tarihinde yazılıp Rıza Tevfik'e gönderilen otuz üç sahife uzunluğundaki bu mektup, Rıza Tevfik'in ölümünden sonra geriye kalan evrakı arasından çıkmıştır.